Gün

Rusya basınında geçen hafta: ‘Rusya’dan İsviçre’deki Ukrayna toplantısına katılmama çağrısı’

Bu hafta gene bir dizi farklı konuda haber ve yorumların çevirisini bulacaksınız. Zaharova’nın İsviçre’deki Ukrayna toplantısına katılmama çağrısı yapması önemli. Ermenistan’da muhalefet bloğunun doğal lideri sayılan Koçaryan uzun zamandır görünmüyordu; hakkındaki siyasetten çekildiği iddiaları devam ediyor. Aliyev güney Kafkaslarda yeni bir çatışmaya izin verilemeyeceğinin altını çiziyor. Tsargrad, ABD’de Rusya’nın varlıklarının müsaderesine yönelik kanun ve bunun Avrupa’da da uygulanması halinde doğabilecek sonuçlar üzerinde duruyor. Nezavisimaya Gazeta ise İran’ın Afrika’daki nüfuzunu inceleme konusu yapmış.

‘Rusya’dan İsviçre’deki Ukrayna toplantısına katılmama çağrısı’

Rusya Dışişleri resmi sözcüsü Mariya Zaharova, Rusya’nın dünyada çoğunlukta olan ortaklarına, Kiev’in Rusya’ya karşı yeni provokasyonlarına alet olmamak için İsviçre’deki Ukrayna konferansına katılmaktan kaçınmaları çağrısı yaptığını açıkladı.

Zaharova şöyle dedi:

“Dünyada çoğunlukta olan ülkelerden ortaklarımızı da uyanıklık göstermeye ve kendilerini Kiev’in ve Batının Rusya karşıtı yeni provokasyonlarına alet olmamak için barışı değil Rusya ile cepheleşmenin devamını hedefleyen bu tür forumlara katılmaktan kaçınmaya çağırıyoruz.”

İsviçre Federal Dışişleri Dairesi, Bern’in 15-16 Haziran’da Bürgenstock’ta yapılacak Ukrayna konferansına G7, G20 ve BRICS ülkeleri de dahil 160’tan çok heyet davet ettiğini açıklamıştı. İsviçre yetkililerine göre Rusya “şimdilik” davetliler arasında değil. (TASS, 2 Mayıs)

‘Ermenistan’da muhalefet bloğunun geleceği’

Ermenistan’da muhalefet bloğu “Ermenistan” Milli Meclis’in dört günlük oturumu öncesi parlamentoda kapalı bir toplantı düzenledi. Toplantıda eski cumhurbaşkanı, muhalefet bloğunun lideri Robert Koçeryan da bir konuşma yaptı. …

Parlamenterler ülkenin ikinci cumhurbaşkanıyla ülkedeki, özellikle Tavuş oblastindeki durumu görüştü. Koçeryan “Ermenistan” bloğu üyesi parlamenterleri parlamentoda olduğu gibi sokakta ve sokak mücadelesinde de faaliyet göstermeye çağırdı. …

Parlamentodaki “Ermenistan” grup başkanı, eski savunma bakanı Seyrarn Oganyan haberi doğrulayarak Koçaryan’la görüşmenin rutin bir nitelik taşıdığını, kendisiyle son toplantının da nisan sonunda yapıldığını açıkladı. …

Geçen ayın başında muhalif basında Koçaryan’ın siyasi ortaklarının “kendisiyle haftalardır, belki de aylardır görüşmediği” haberleri çıkmıştı. Eski cumhurbaşkanının taraftar ve mücadele arkadaşları liderlerinin aktif siyasetten çekilmediğini, liderlik seviyesindeki süreçleri yönettiğini ileri sürüyor; ancak Graparak’ın 3 Nisan’da yazdığına göre: “Hakikat şu ki Koçaryan ellerini yıkadı ve Ermenistan’ın günlük siyasetinden uzaklaştı.” … (EADaily, 3 Mayıs)

‘Güney Kafkaslarda yeni bir çatışmaya izin verilemez’

Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev “Barış ve Küresel Güvenlik Diyaloğu” adlı kültürlerarası diyalog dünya forumunun altıncı açılışında yaptığı konuşmada ülkesinin toprak bütünlüğünü sağladığını hatırlattı ve Güney Kafkasya’da kalıcı bir barışa doğru ilerlendiğini söyledi.

Aliyev, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ve barışı savaş vasıtasıyla sağladığını belirtti. Uluslararası örgütlerin işgalin sona erdirilmesi kararlarına rağmen hiçbir şey değişmemişti:

“Kararları alanlar onları hayata geçirmek için hiçbir şey yapmadılar. Böylece barışa savaş vasıtasıyla erişmek zorunda kaldık. 2020’de 44 günlük Anavatan Savaşı sonucunda topraklarımızın büyük bölümünü kurtardık. Geçen yılın eylülünde de toprak bütünlüğümüzü ve egemenliğimizi tamamen sağladık.”

Bölgede askeri çatışmanın olmadığı bugün Azerbaycan’ın Ermenistan’ı kalıcı bir barışa girmeye davet ettiğini söyleyen Aliyev, Bakü’nün Erivan’a barış mutabakatı için görüşmelere başlamayı teklif ettiğini, barış mutabakatının temel ilkeleri ve projesi üzerinde çalıştığını söyledi. Aliyev’e göre şu anda olumlu bir eğilim gözleniyor ve taraflar barış yolunda ilerliyor. …

Aliyev, güney Kafkaslarda yeni bir çatışma kıvılcımı çakılmasına izin verilemeyeceğini ve hem Azerbaycan hem de Ermenistan’ın huzurlu bir gelecek istediklerini vurguladı. … (Vestnik Kavkaza, 1 Mayıs)

‘Rusya’nın varlıklarına el konulması neleri tetikleyebilir?’

ABD’de yetkililer Rusya’nın varlıklarının müsaderesine imkan sağlayan kanunu onayladı. Bu varlıkları Ukrayna’ya vermeyi planlıyorlar ve Avrupa’daki müttefiklerinden de aynısını talep ediyorlar. Ama Avrupa karar almakta acele etmiyor. Bu da anlaşılır. Çünkü ABD şimdiden, Rusya’yı cezalandırmak isterken altın kaybetmeye başladı. Avrupa ise 300 milyar dolar kayba uğrayabilir. …

Rusya’nın el konulan 300 milyar dolar varlıklarının sadece 4-5 milyar doları (başka değerlendirmelere göre de 5-8 milyar doları) ABD’nin yetki alanında bulunuyor. …

Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov, kararın “beklendiğini ve tahmin edildiğini” ancak cevap vermeden önce detayları incelemek gerektiğini açıkladı. …

ABD’nin eylemlerini soygundan başka bir kelimeyle anmak mümkün değil. Mesele, bütün bunların ne sonuç vereceği. …

Siyasetbilimci Andrey Perla’ya göre ABD’nin Rusya’nın varlıklarını müsadere kararı hem acil hem de kısa bir süre sonra ortaya çıkacak küresel sonuçlar doğuruyor. Bunların her biri de kendi çapında önem taşıyor.

Perla, Amerikalıların, Ukrayna’daki askeri eylemlerin ABD’de başkanlık seçimlerinden önce Rusya’nın zaferiyle bitmesi ihtimalini düşünmekten bile dehşete kapıldığını söylüyor. Çünkü bu durumda bizim şartlarımızla görüşmek ve bir barış mutabakatı imzalamak zorunda kalacaklar:

“Bu yüzden, Ruslar başkanlık seçimlerinin açıklanacağı kasıma kadar fazla ileri gitmesinler diye ne pahasına olursa olsun silah sevkiyatını sürdürmeleri gerekiyor… Bu füzelerin, 155 milimetrelik mühimmatların teslimiyle savaşın pek hızlı bitmeyeceğine eminler. Bundan şu anda avantajları var. Ama sonuçları daha sonra ortaya çıkacak, bu sonuçlar planlama ufkunun ötesinde. Onlar da şu anda düşünmüyor bunu.” …

Perla, Avrupa da ABD’nin talebini yerine getirecek olursa onun için çok olumsuz sonuçlar doğuracağını söylüyor:

“Avrupa Rusların, en mütevazı hesaplarla 100 milyar avroya yönelik cevabıyla karşılaşacak. Hesaplayacak olsak daha da ciddi; tamamen eşit bir miktar, yani yaklaşık 300 milyar avro. Dahası Avrupa, şimdi paraları orada tutmanın tehlikeli olduğunu anlayacak olan bütün dünyadan da bir reaksiyon alacak ve Avrupa ekonomisinden para çıkışı başlayacak. Bu olacak.” … (Tsargrad, 30 Nisan)

‘İran’ın Afrika’daki nüfuzu’

İran yönetimi Afrika ülkeleriyle ilişkileri kompleks bir şekilde geliştirmeyi öncelik olarak tespit ettiğini açıkladı. İran’da birkaç gün önce kıtadan 40’tan fazla devletin ekonomi bakanlarının toplandığı uluslararası İran-Afrika zirvesi düzenlenmişti. Öyle görünüyor ki Tahran’ın güven kazanmak için kullanmayı planladığı başlıca vasıtası, özellikle de yerel oyuncular ABD ve Fransa’yla askeri ortaklıktan vazgeçerken silah ihracatı. Uzmanlar İran’ın genişlemesinin şimdilik Rusya’nın işine yaradığını düşünüyor.

Tahran’ın Afrika’yla çok yönlü ilişkilerini güçlendirmeyi öncelik saydığına dair açıklamayı Dışişleri Bakanı Abdullahyan yaptı. Bakan bunu, Orta Afrika Cumhuriyeti Küçük ve Orta İşletmeler Bakanı Ngate Robardom ile görüşmesinde söyledi. …

40 ülkeden heyetlerin katıldığı uluslararası İran-Afrika forumunun açılışını yapan devlet bakanı Reisi de İran’ın “Afrika’da rafineri veya elektrik istasyonu kurma olanağı olduğunu” açıkladı. Reisi şöye dedi: “Batı, Afrika’da kendi menfaatlerini güvenceye alma fırsatı görüyor. Bütün Afrika’nın kendilerine çalışmasını istiyorlar. Bizse Afrika’nın Afrikalılar için olmasını istiyoruz; bizim yaklaşımımızın farkı bu.” …

Şarkiyatçı Natalya Filippova şöyle diyor:

“… Öncelikle kıtanın zengin olduğu doğal kaynaklar çok sayıda oyuncunun ilgisini çekiyor. İkincisi, silahtan ileri teknolojiye kadar tüketici pazarı. Fransa ve ABD’nin çıkışından sonra vakum oluşan yerlerde İran’ın etkisini görüyoruz. …”

Filippova’ya göre bir başka önemli nokta da “direniş ekseninin”, yani İran’a yakın devlet ve devlet dışı aktörlerin oluşturduğu gayriresmi kulübün gelişmesi. …

Filippova İran’ın kıtaya ilgisinin şimdilik Rusya’ya dolaysız bir meydan okuyuş olmadığını belirtiyor:

“Rusya’nın başlıca rakibi, projeler geliştirmek için büyük mali kaynaklara sahip olan Türkiye. Türkiye başka şeylerin yanında Sahel ülkelerine yardım sözü de verdi. İran’ın etkisini küçümsememek gerek, ama bu şimdilik pek büyük değil ve esasen ‘direniş eksenini’ desteklemekle ilgili. Ayrıca, İran’ın Afrika’ya yönelik anti-sömürgeci gündemi de Rusya’ya yardım ediyor, çünkü Moskova da aynı tutumu takınıyor.” (Nezavisimaya Gazeta, 2 Mayıs)

honaz-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu