Haber

Evrensel kültür mirası Kariye ibadete açıldı

Dünya sanat tarihinin baş yapıtlarından biri olan Kariye Müzesi, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından bugün cami olarak ibadete açıldı. Düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan telekonferans yöntemiyle katıldı.

Kariye’de ibadet yapılacak bölümlerdeki mozaikler Ayasofya’da olduğu gibi kapatılırken, turistlerin gezeceği bölümler de ayrıldı.

Kariye Camii, Ayasofya’dan sonra “Fetih” vurgusuyla ibadete açılan ikinci müze oldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü himayesinde olan Kariye, 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle cami statüsüne çevrilmişti.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Miras Listesi’nde yer alan Kariye, Ortaçağ’dan kalan mozaik ve freskleriyle dünya kültürel mirasının önemli bir parçası.

“Mozaikler Hristiyan dininin özünü tasvir ediyor”

DW Türkçe’ye konuşan İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Ord. Prof. Nikolaos Uzunoğlu, kültürel bir miras ve evrensel bir değer olarak Kariye’nin önemini şöyle anlatıyor:

“Kariye Bizans son Rönesans devrinin en önemli eseri olup içindeki mozaikler Hristiyan dininin özünü tasvir etmektedir. Mozaikler 1315 yılında yapılmıştır.”

Kariye Müzesi, depremler ve yenilemeler dolayısıyla bugünkü biçimini geç Bizans Dönemi’nde almış bir Hristiyan dini yapısı. Bizans’taki ismiyle Khora Manastır Kilisesi’nin tarihi Justinianus dönemine kadar uzanıyor. Onu İstanbul’daki diğer Ortaçağ kiliselerinden ayıran ise Ortaçağ’dan kalan mozaik ve fresklerin serbestçe sergilenmesi. Kariye, İsa Peygamber ve Meryem Ana’nın hayatını anlatan mozaiklerle kaplı.


Zeynep Ahunbay, Kariye’deki mozaik ve fresklerin Bizans sanatı açısından önemine dikkat çekiyorFotoğraf: ANKA

DW Türkçe’ye konuşan mimar ve restorasyon uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Kariye’nin barındırdığı mozaik ve fresklerin 14’üncü yüzyıla ait olduğunu belirterek, kilisenin 1511 yılında camiye çevrildiğini ve 20’nci yüzyıla kadar bu şekilde geldiğini anlatıyor.

Kariye 1958’de müze olarak açıldı

Kariye’nin barındırdığı sanat eserleri nedeniyle Bizanslı sanat tarihçileri tarafından her zaman ilgiyle izlenen bir yapıt olduğunu söyleyen Ahunbay, bu nedenle yapının 1948-1958 yılları arasında Dumbarton Oaks Enstitüsü tarafından restore edilerek kültür varlıkları ve sanat eserlerinin yeniden ortaya çıkarıldığını ve 1958 yılında müze olarak açıldığını aktarıyor.

Ahunbay, “Yani burada Ayasofya’da olduğu gibi bir müze sunumu gerçekleşiyor. Tabii bunlar çok önemli ve İstanbul’un Ortaçağ’dan kalmış olan değerli sanat eserleri” diyor.

İstanbul’da Vefa Kilise Camii, Fethiye Camii gibi kiliseden dönüştürülmüş başka camiler de olduğunu, ayrıca Aya İrini gibi birçok Bizans yapısının daha bulunduğunu dile getiren Ahunbay, “Deprem sonrası restorasyonlarla onarım geçirmiş birçok Bizans yapısı var ama bunların mozaik ve freskleri çok iyi korunmamış. Kariye’de ise bütün yapıyı kapsayan, yüzeylerini örten çok değerli sanat eseri, mozaik ve freskler var. Yani diyelim ki Fethiye Camii de çok sınırlı bir alanda Vefa da öyle. Ancak Kariye’de daha geniş bir alana yayılıyor ve sanat tarihi açısından kültür varlığını çok değerli kılan bezeme katmanları var” diye konuşuyor.

Ahunbay, yapının mimarisinin Ortaçağ Bizans sanatı için öneminin yanı sıra barındırdığı eserlerin, korunabilmiş mozaik ve fresklerin değerine dikkat çekiyor.

UNESCO rapor istemişti

2020’de statüsü değiştirilen Kariye Cami, içindeki fresklerin ibadet hazırlıkları kapsamında kapatılmasıyla gündeme gelmişti. Camide otomatik perdeleme sistemi kullanıldığı açıklanmıştı.

UNESCO’ya bağlı Dünya Mirası Komitesi, 2021 yılında Ayasofya ve Kariye’de yapılan değişikliklerle ilgili güncellenmiş rapor sunması için Türkiye’ye 1 Şubat 2022 tarihine kadar süre tanımış, Türkiye Dışişleri Bakanlığı ise talebin “taraflı ve siyasi saiklerle kaleme alındığını” savunarak Komite’ye ret yanıtı vermişti.

“Kültür değerlerini açık tutmak gerek”

Bir kilisenin değil bir müzenin camiye dönüştürüldüğüne dikkat çeken Zeynep Ahunbay’a göre kültür mirasını onu en iyi şekilde ifade edecek biçimde sunmak gerekiyor.


Kariye, Hristiyanlık açısından önemli mozaik ve freskler içeriyorFotoğraf: Bildagentur-online/Tetra Images/picture alliance

Bulgaristan’da veya Yunanistan’da kalmış olan camilerin kilise veya müze olarak kullanılabildiğini söyleyen Ahunbay, bu işlev değişikliği sırasında o yapının mimari değerini, özelliklerini kapatmamak, yok etmemek gerektiğine dikkat çekiyor.

“Dinler arası hassasiyet en yüksek seviyede olmalı”

Peki Kariye’nin cami olarak ibadete açılmasının dinler ve medeniyetler arası barışa etkisi ne olur?

Nikolaos Uzunoğlu, “Türkiye ve İspanya’nın inisiyatifiyle 2006 yılında kurulan şu anda Birleşmiş Milletlerin önemli bir kurumu olan Medeniyetler İttifakı’nın yürüttüğü projeler göze alınırsa, medeniyetler arası diyaloğun ve karşılıklı anlayışın geliştirilmesi için dinler arası hassasiyetlerin en yüksek seviyede olması gerekiyor” diyor.

Uzunoğlu’na göre Kariye’nin bulunduğu noktaya çok yakın birçok cami ve kilisenin olduğu düşünülürse söylenen prensip Kariye’nin müze olarak kalmasının önemini açıkça gösteriyor.

İnsan medeniyetlerinin yaratmış olduğu eserlerin korunması için uzman görüşlerinin herkes tarafından ciddiyetle kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Uzunoğlu, “Yakın zamanda kamuoyuna yansıyan haberlere göre son yıllarda Ayasofya’da ciddi sorunların yaşanması bu gerçeği doğruluyor” diye konuşuyor.


Kariye’nin, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararı ile müze statüsü kaldırılmıştıFotoğraf: Martin Siepmann/picture alliance

“Geriye dönüş var”

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay ise Kariye’nin 1940’larda müzeye çevrilmiş olmasının o zamanki Cumhuriyet anlayışıyla ilişkili olduğuna işaret ediyor.

Ahunbay, “Kültür varlıklarının değerlendirilmesine ilişkin bir laik yönetimin verdiği kararlar. Bugün ise daha farklı. Kariye için Danıştay’ın 2019’da aldığı bir müze iptal kararı var. Yani ülkenin en üst düzeyindeki yargı organı böyle bir karar alıyor, Diyanet’e devrediliyor ve ona bağlı olarak da kullanımı dini olarak tekrar konuluyor. Yani burada bir geriye dönüş var” diyor ve ekliyor: “Bunun kültür varlıkları açısından doğru olmadığını düşünüyorum.”

Kariye Camii’nin müze ve müze deposu olarak kullanılmasına yönelik 1945 yılına ait Bakanlar Kurulu kararı, 2019’da Danıştay 10’uncu Dairesi kararı ile iptal edilmişti. 21 Ağustos 2020’de yayınlanan Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla ise Kariye Camii’nin Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verildi.

Eliaçık: Etrafı zaten camilerle dolu

Kariye, İstanbul’un Fatih ilçesinin Edirnekapı semtinde yer alıyor. DW Türkçe’ye konuşan ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık’a göre Kariye’nin çok yakınındaki camiler, ibadet için gerekli olanakları sunuyor.

Kariye’ye yakın camiler arasında 750 metre uzaklıktaki Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii, 600 metre uzaklıkta olan Tercüman Yunus Camii, 450 metre uzakta bulunan Kefevi Camii, 300 metre uzaklıktaki Hoca Kasım Günani Camii gibi tarihi camiler bulunuyor.

İhsan Eliaçık, Kariye müzesinin camiye çevrilmesi kararını Ayasofya’nın camiye çevrilmesiyle birlikte okumak gerektiği görüşünde.

“Mevcut iktidar kiliseleri camiye dönüştürmeyi, müzeleri tekrar eski cami haline çevirmeyi bir politika olarak benimsemiş durumda. Bunun en çarpıcı örneği de Ayasofya idi. Kariye Müzesi’nin camiye çevrilmesini de bu çerçevede düşünmek gerekir” diyen Eliaçık, Kariye’nin daha önce camiye çevrildiğinde içindeki fresklerin ve mozaiklerin tamamen silindiğini, bunları tekrar ortaya çıkmak için yıllarca restorasyon çalışmaları yapıldığını hatırlatıyor.

Eliaçık, “Çünkü kilisenin içerisindeki mimari çizimlerde Hristiyanlık tarihi var. Bunlar artık insanlığa mal olmuş tarihsel yapılar, müze olarak kalması gerekir. Camiye çevrilmesine de ihtiyaç yok zaten. Kariye müzesinin etrafı camilerle dolu, Ayasofya’nın etrafında da 60 tane cami vardı” diye konuşuyor.

DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl erişebilirim?

haber-kargi.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu